Filtreler
Filtreler
Bulunan: 14 Adet 0.000 sn
Tam Metin [2]
Yayın Yılı [6]
Yayın Dili [2]
Tez Danışmanı [1]
Tür [1]
Academic Integration of Kilis 7 Aralık University’s International Students into the Higher Education System

İbrahim EFE | MUHAMMED MÜCAHİD DALKILIÇ | YUSUF AVAR

Makale | 2023 | Külliye Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi4 ( 1 ) , pp.86 - 98

Understanding international university students’ integration levels and problems contribute to filling a huge vacuum in the research on refugees, which frequently overlooks the experiences of specific groups. Similarly, higher education policies rarely pay attention to or include the perspectives of international students. As a result, by considering the experiences of K7AU’s international students -the majority of whom are refugees- the current study will shed light on the problems they face. This paper presents the findings of a research project (BAP Project: .22.001) intending to evaluate how effectively international students ha . . .ve integrated into Kilis 7 Aralık University (K7AU) and the Turkish higher education system. It also tries to determine the students’ challenges and offer solutions thereunto.Considering the scope of the Council of Higher Education’s internationalization mission and vision, the research aims to establish the academic integration levels of international students studying at K7AU and identify the obstacles they have encountered. A survey devised for this project is used to determine the academic integration levels of the students, and the data has been evaluated using the SPSS program. The study also intends to give various recommendations based on quantitative assessments and relevant findings. Overall, by considering the experiences of international students of the K7AU the study aims to contribute to the improvement of relevant higher education policies Daha fazlası Daha az

Gömülü teori yaklaşımının karşılaştırmalı bir incelemesi

BEDİRHAN TEKE

Makale | 2023 | Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi Dergisi5 ( 2 ) , pp.190 - 203

Bir araştırma çalışması yapılmadan önce araştırmanın kapsamının ve sürecinin titizlikle hazırlanması gerekmektedir. Bu hazırlık aşamasında ise araştırmacı, çalışmasının kapsamına yönelik seçeceği araştırma yönteminin genel çerçevesini, bu yöntemin ne gibi özelliklerinin olduğunu, bu yönteme uygun olarak nasıl bir araştırma süreci yürüteceğini ve seçtiği yöntemi kullanırken odak noktasının neler olduğunu iyi bilmelidir. Bu sebeple bu çalışma, çalışmalarında Gömülü Teori yaklaşımını kullanmak isteyen araştırmacılara genel bir çerçeve vermek amacıyla yazılmış olup Gömülü Teori’nin ne olduğunu, yaklaşımın türlerini, bu türlerin özellikl . . .erini, yaklaşıma ait araştırma sürecini ve bu süreç içerisinde göz önünde bulundurulması gereken bileşenler hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, yapılan çalışma aracılığı ile mevcut literatürdeki izlenimi genişleterek elde edilen sonuçların daha çeşitli olması umulmakta ve çalışmanın diğer araştırmacılara rehber olmada önemli bir yerinin olduğu düşünülmektedir Daha fazlası Daha az

Osmanlı vilayetlerinde mesleki-teknik eğitimin gelişimine bakışlar: Bursa Sanayi Mektebi

Mehmet Ali YILDIRIM

Makale | 2013 | Karadeniz Araştırmaları Balkan, Kafkas, Doğu Avrupa ve Anadolu İncelemeleri Dergisi37 ( 37 ) , pp.71 - 90

Osmanlı döneminde faaliyet gösteren sanayi mekteplerinin ilk örneği, 1863 yılında Niş’te tesis edilen ıslahhânedir. Kimsesiz çocukları sefil ve perişan bir vaziyetten kurtararak topluma kazandırmak amacıyla Mithat Paşa tarafından kurulan Niş Islahhânesi’nin başarısı evvela bölgede ve kısa süre sonra Anadolu’da ıslahhânelerin yaygınlaşmasını sağladı. Öte yandan bu özgün ve fonksiyonel kurumlar zamanla eğitim-öğretim faaliyetleriyle ön plana çıkarak birer mesleki eğitim kurumu halini aldılar. Ancak bu dönüşüm, masrafları yerel yöneticilerin belirlediği ve sabit olmayan kaynaklarla karşılandığından dolayı her ıslahhâne için farklı süre . . . ve zamanlarda gerçekleşti. Dolayısıyla bu çalışmada Anadolu’nun önemli kentlerinden olan Bursa’daki sanayi mektebinin gelişimi ele alınmıştır. Emsalleri gibi 1911 yılına kadar standart bir program ve teşkilat yapısından uzak kalan mektebin, tarihsel süreç içerisinde nasıl bir ilerleme kaydettiği kuruluşundan Cumhuriyet devrine kadar incelenmeye çalışılmıştır Daha fazlası Daha az

Gürcistan bölgesinde Osmanlı-Rus nüfuz mücadelesi (1774-1792)

Serhat KUZUCU

Makale | 2012 | Kilis 7 Aralık Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi2 ( 3 ) , pp.58 - 71

Bu çalışmada Osmanlı Devleti ile Rusya'nın Kafkaslarda önemli bir konuma sahip olan Gürcistan bölgesindeki hakimiyet mücadelesi değerlendirilmiştir. İki devlet arasındaki XVIII. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan siyasi mücadelelere yer verilerek, bu sürecin Gürcistan'a yansımaları ve Rusların Gürcistan'ı nasıl himaye altına aldığı incelenmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü üzerine Kilis basınında yer alan haberler

Nermin Zahide AYDIN

Makale | 2019 | Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi Dergisi1 ( 1 ) , pp.68 - 79

Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru Suriye Cephesi’nde savaşan Türk ordusu yenildi. Bu nedenle ordu merkezi Kilis mülki sınırları içinde yer alan Katma’ya taşındı. Mustafa Kemal Paşa, Katma’da ambarda bulunan bütün yiyeceklerin Kilis’e getirilmesini emretti ve 28 Ekim 1918 tarihinde Katma’dan Kilis’e geldi. Kendisini, Cemiyet-i İslamiye’nin üyesi olan ve Kilis’i her türlü işgale karşı koruyan Kilisli gençler karşıladı. Mustafa Kemal Paşa, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Kilis’ten ayrıldı. Kilis’te Cemiyet-i İslamiye’nin himayesinde oluşturulan milis güçlerinin kentlerini koruması, Mustafa Kemal Paşa üzerinde olumlu etki bırak . . .tı. Kilis halkının mücadelesini gittiği yerlerde örnek olarak gösterdi.Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, birçok alanda yenilikler yaptı. Yapılan yeniliklerden sonra devlet hızla büyüdü. Hayatı mücadele ile geçen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlığı, 1937 yılının sonuna doğru bozulmaya başladı. Fakat O, bozulan sağlığına rağmen çalışmaya devam etti. 1938 yılında karaciğerindeki rahatsızlığın tekrar ortaya çıktığı ve sağlığının bozulduğu haberlerini alan Kilis halkı ve Kilis basını konunun aslını öğrenmek için büyük çaba sarf etti. Hayatını Türk Milleti’ne adayan Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumdu. Mustafa Kemal Atatürk’ün yeniliklerine bağlı olan ve Milli Mücadele döneminde O’nun önderliğinde savaşan Kilis halkı O’nun ölüm haberini büyük bir üzüntü öğrendi. Her yaş grubundan yüzlerce insan İstanbul ve Ankara’da yapılan cenaze törenine katıldı.Mustafa Kemal Atatürk’ün Dünya devletleri ile kurduğu dostluk ilişkisi, onun ölümünden sonra Dünya basınında geniş oranda yer almasına neden oldu. Gerek dünya basınında gerekse yerli basında Mustafa Kemal’e duyulan saygı ve sevgiden bahsedildi. Kilis’te 1938 tarihinde yayınlanan Kilis Günlük Halk Gazetesi’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünü ve icraatlarını anlatan haberler yayınlandı. Gazete, Kilis halkının duygularına bir anlamda tercüman oldu. Çalışmamızda Kilis basınında yer alan haberlere dayanarak Kilis halkının Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine ve yeniliklerine olan bağlılıkları ve onun ölümünden duydukları üzüntü meydana çıkarılmaya çalışıldı Daha fazlası Daha az

Kilis günlük halk gazetesindeki haberlere göre Hatay meselesi

Nermin Zahide AYDIN

Makale | 2019 | Journal of Universal History Studies 2 ( 1 ) , pp.1 - 18

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı Devleti’nin toprakları işgal edilmiştir. Savaş bitmeden önce İngiltere ve Fransa kendi aralarında yaptıkları anlaşma ile Anadolu’nun güneyini paylaşmışlardır. Anadolu’nun güneyinde yer alan İskenderun ve Antakya bölgesi, tarih boyunca stratejik öneme sahip olmuştur. Bu nedenle Fransa Hatay’ı işgal etmiş, bölgede etkili olmak için çeşitli yatırımlar yapmıştır. Türkiye ise ülke içinde ve dışında Hatay konusunda büyük mücadele vermiştir. Mustafa Kemal, 1923 yılından itibaren bölgenin anavatana katılması için yoğun bir şekilde çalışmaya başlamış ve Tayfur Sökmen’le arkadaşlarını bölgede teşkilatl . . .anmaları için görevlendirmiştir. Mustafa Kemal’in çalışmaları sonucunda Hatay anavatana katılmıştır. Hatay’ın anavatana katılma süreci yerli ve yabancı basında geniş yer bulmuştur. Bu çalışmada Hatay meselesinin ortaya çıkışından, Hatay’ın anavatana katılmasına kadar olan süreçte yaşanan gelişmelerin Kilis Günlük Halk Gazetesinde yer alan haberler doğrultusunda incelenmesi hedeflenmiştir Daha fazlası Daha az

Suriye'de kalan toprakları ve Kilis halkı

OSMAN TAŞKIN

Makale | 2022 | Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi12 ( 3 ) , pp.1772 - 1783

Bu makale 20 Ekim 1921’de Türkiye ve Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması’yla belirlenen Türkiye- Suriye hudut çizgisinin Kilis’te yaratmış olduğu ekonomik ve sosyal etkisine ve hudut dışında kalan toprakların durumuna odaklanmıştır. Sınır hattının şehrin çok yakınından geçerek parçalamış olduğu aşiretler, bağ, bahçe, köy ve toprakların halk üzerinde nasıl bir tesir bıraktığı ve bu konuda dile getirilen sıkıntıların neler olduğu üzerinde durulmuştur. Anlaşmanın uygulanmasında yapılan yanlışlıkların ve keyfiliğin halkın tahammülünü ne derece zorladığı incelenmiştir.Uluslararası bir anlaşmayla temin edilen hakların zamanla nası . . .l haksız yere ellerinden alındığı ve yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntıların giderilmesi için halkın gösterdiği çaresiz çabalar ele alınmıştır. Yaşanan problemler karşısında genel siyasi ortama bağlı olarak merkezi hükümetin tavrının nasıl olduğu ve bu tavır karşısında gösterilen tepkiler incelenmiştir. Toprakları Suriye’de kalan vatandaşlarımızın bu toprakların tasarrufunda Fransız manda yönetimi ve bağımsızlığı verildikten sonra Suriye hükümetiyle Türkiye arasında yapılan siyasi ilişkiler ve bu çerçevede Türkiye hükümetinin ortaya koyduğu politika incelenmiştir. Günümüzde bu tasarruf haklarının durumu, hak ve alacaklarının ne durumda olduğu üzerinde durulmuştur Daha fazlası Daha az

Sınırın tarihi ve coğrafi yansımaları: Kilis örneği

Meral KUZGUN | Ömer Faruk İNCİLİ

Makale | 2023 | Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi11 ( 34 ) , pp.390 - 421

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti’ne ait topraklar bir bir işgal edilmiştir. Bu işgallerden payını alan Kilis önce İngilizlerin sonrasında da Fransızların işgaline uğramıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde Anadolu’nun güney topraklarında teşekkül ettirilen Kuva-yı Milliye Teşkilatı Kilis’te de vücut bulmuştur. Milli Mücadele döneminde Fransızlara karşı büyük bir direnç gösteren Kilis halkı, Sakarya Zaferi sonrası imzalanan Ankara Anlaşması gereğince üç yıllık düşman işgalinden 7 Aralık 1921 tarihinde kurtulmuştur. Düşman işgalinden kurtulmanın sevincini yaşayan Kilis halkının sonraki yıllarda başını . . .ağrıtacak temel konu Ankara Antlaşması’nın 13. maddesinin, Fransa mandası olan Suriye hükümetince gereği gibi uygulanmaması olmuştur. Sonraki süreçlerde sınır komisyonlarca kabul edilip revize edilmişse de fiziki unsurlar ile ayrılmayan bu siyasi sınır Kilis için farklı mekânsal, iktisadi, kültürel ve demografik süreçlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Çalışmada sınırın oluşturulması ve sonrasında yaşanılan durumlar tarihi ve coğrafi bakış açısıyla ele alınmıştır. Sınır etkisini ortaya koyabilmek için Kilis’in yerel basın organı olan günlük gazete arşivi, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, TBMM Gizli Celse Zabıtları ve II. TBMM Zabıt Ceridesi incelenmiş ve çalışma için nitel veriler elde edilmiştir. Coğrafi açıdan sınır etkisini ortaya koyabilmek için sınır çizilmeden önceki Kilis Kazasının potansiyelini belirlemek gerekmiştir. Bu doğrultuda Halep Vilayet Salnamelerinde yer alan Kilis’e bağlı köy yerleşmelerine ulaşılarak 1:200.000 ölçekli topografya haritalarından ve Google Earth Pro yazılımından yararlanılarak köylerin muhtemel lokasyonları belirlenmiştir. Belirlenen yerleşme lokasyonları, ArcGIS 10.3 coğrafi bilgi sistemleri yazılımı kullanılarak dağılış haritalarına dönüştürülmüştür. Sınır etkisini en iyi yansıtan somut verilerin diğeri ise nüfus verileridir. Sınır öncesi nüfus verilerine Halep Vilayet Salnamelerinden, sınır sonrasındaki nüfus verilerine ise Genel Nüfus Sayımı sonuçlarından ulaşılmıştır. Nüfus sayıları karşılaştırıldığında Kilis, sınır oluşturulduktan sonra nüfus kaybeden ve merkeziyetin zayıfladığı bir yer olarak karşımıza çıkar. Çünkü Halep’e bağlılığıyla güç kazanan Kilis, bu fonksiyonunu sınırdan sonra büyük ölçüde kaybetmiştir. Dolayısıyla sınır, Kilis’in kaderi olmuştur. Kilis’te sınır bir yandan korku, tehdit, resmiyeti ifade ederken diğer taraftan vaz geçilmeyen illegal sınır ticaretiyle halkın bir kesiminin geçim kapısı olmuştur Daha fazlası Daha az

Kahramanmaraş Depremleri Sonrası Afet Yönetiminde Sosyal Hizmet Uygulamaları

Metin Gani TAPAN

Makale | 2023 | Yedi Aralık Sosyal Araştırmalar Dergisi (YASAD)2 ( 1 ) , pp.1 - 18

Türkiye deprem riski yüksek bir ülkedir. 2023 yılının Şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş depremleri toplamda 11 ilde çok ciddi can ve mal kayıplarına neden olmuştur. Deprem gibi insan yaşamını çok boyutlu etkileyen afetlerin yönetimi, afet sonrası yapılacak çalışmaların niteliği ve sosyal hizmet uygulamalarının oldukça önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Derleme niteliğinde yapılan bu çalışmada: afet ve afet yönetimi kavramsal olarak açıklanmış sonrasında ise deprem sonrası yapılan çalışmalar sosyal hizmet müdahale modeli üzerinden değerlendirilmiştir. Müdahale boyutunda sosyal yatırımlar, ekonomik katılım, politik güçlendirme . . . ile insani yatırımlar başlıklarında güçlü yönlerin olduğu öte yandan bu alanlarda bazı hizmet boşluklarının olduğu görülmüştür. Bu bağlamda afet öncesi ve sonrasına yönelik sosyal politika uygulamalarının gözden geçirilmesi, mülteci/göçmenlere yönelik planlamanın yapılması önemlidir. Öte yandan afetlerde kullanılacak fonların oluşturulması, afetzedelerin hizmetlere erişiminde sosyal hizmet uzmanlarının savunuculuk yapmalarının aynı zamanda mağdurlara ve yardım profesyonellerine psikiyatrik destek sağlanmasına gereksinim olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak sosyal hizmet uzmanlarının: depremzedelerin güvenli alanlarda yeni bir yaşam kurmalarına destek olmaları, kamu ve özel yardım kuruluşları ile müracaatçılar arasında köprü görevi üstlenmeleri, kamu ve özel destek kaynaklarının müracaatçılara eşit ulaştırılması için bilgi toplama ve kayıt çalışmalarını yürütmelerinin, yas terapisi ve psikolojik danışmanlık yapmaları son olarak kriz yönetimi rollerini üstlenmelerinin önemli olduğu vurgulanmıştır. Daha fazlası Daha az

1964-2022 yılları arasında İşletme Ana Bilim Dalı'nda hazırlanan tezlerin Gizli Dirichlet Tahsisi Yöntemi ile konu modellemesi

Mehmet ÖZÇALICI

Makale | 2023 | Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi23 ( 1 ) , pp.163 - 188

Bilimsel bilginin üretilmesini sağlayan en önemli araçlar üniversitelerde hazırlanan lisansüstü tezlerdir. Bilim dallarında hazırlanan lisansüstü tezlerin içerik, bibliyometrik veya konu analizine tabi tutulması, söz konusu bilim dalındaki gelişim düzeyinin tespit edilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, değişen çevre koşullarına göre yeniden şekillenmesi kaçınılmaz olan, İşletme Ana Bilim Dalı’nda yayınlanan tezlerin konu modellemesini gerçekleştirmektir. Çalışmada, 1964-2022 yılları arasında Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Tez Merkezi’ne kayıtlı ve İşletme Ana Bilim Dalı’nda hazırlanmış olan 29.381 tane lisanü . . .stü tezin özet kısmı kullanılmıştır. Özetlerin analiz edilmesi için Gizli Dirichlet Tahsisi analizinden yararlanılmıştır. Tez özetlerine ait tanımlayıcı istatistikler tablolar halinde sunulmuştur. Sonuçta, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2020 ve 2021 yıllarında yayınlanan tezlerin %15’inin İşletme Ana Bilim Dalı ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Analiz sonucunda tezlerin; muhasebe, pazarlama, finans ve yönetim olmak üzere dört farklı konuda incelenebileceği ve 2021 yılında tezlerde en sık kullanılan kelimelerin; analiz, sonuç, örgüt, veri ve ilişki olduğu belirlenmiştir. 1995 ile 2012 yılları arasında muhasebe ile ilgili, 2013 yılından 2022 yılına kadar ise yönetim konusunda yayınlanan tezlerin sayısının baskın olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır Daha fazlası Daha az

Kilis Yahudi Cemaati ve onlardan kalan bir miras: Kilis Sinagogu

Abdullah ALTUNCU | Akın TERCANLI

Makale | 2022 | On Dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi52 ( 52 ) , pp.287 - 322

Yahudi Tarihi, farklı dönemlerde ve ayrı coğrafyalarda yaşayan Yahudi topluluklarının birikimlerinden, tecrübelerinden, kültürel dokularından, dini hayatlarından ve belki de en önemlisi hem bireysel hem de toplumsal yaşanmışlıklarından oluşmaktadır. Erken dönemlerden itibaren Anadolu’da görülen Yahudi topluluklarının bir çoğu günümüze kadar varlığını korunmuştur. Bu topluluklardan birisi de Halep Hahambaşılığına bağlı olarak 1960’lı yıllara kadar varlığını koruyan Kilis Yahudi cemaati olmuştur. Kendisine ait sinagogu, okulları ve mezarlığı bulunan Kilisli Yahudilerin, Müslüman komşuları ile aynı mahalleler içerisinde yaşamış oldukla . . .rı bilinmektedir. Birbirinden farklı pek çok dini cemaate ev sahipliği yapmış olan Kilis’te, varlığını en uzun süre devam ettiren topluluk Yahudiler olmuştur. Muhafazakâr bir dini hayatlarının olduğu bilinen Kilisli Yahudiler, genel olarak ticaretle uğraşmışlardır.Milli Mücadele döneminde ise Fransızlara karşı Türklerin yanında yer almıştır. Şehirde yaşamış olan Yahudi cemaatine ait yapıların mevcut izleri, bu topluluğun mimari ve kültürel yapıları hakkında bilgi vermektedir. Bütün bu bilgilere ek olarak Kilis’te Yahudilerin yakın döneme kadar yaşamış olmaları sebebiyle Yahudilerle ilgili hatıraların, toplumsal hafızada halen canlı olduğu görülmektedir. Karşılıklı saygı, hoşgörü ve gösterilen değer üzerinden şekillenen ilişki hem Müslüman hem de Yahudiler tarafından bozulmadan sürdürülmüştür. Bu bağlamda Kilis Sinagogu’nun yakın tarihte yapılan restorasyonu da büyük anlam taşımaktadır. Bu makalede Kilis Yahudi cemaati, sinagogların Yahudi topluluklar açısından kurumsal önemi ve son olarak Kilis Sinagogu’nun yapısal özellikleri ele alınacaktır Daha fazlası Daha az

Kilis Şehrinin Demografik Yapılanması

Bilgehan PAMUK

Makale | 2023 | Yedi Aralık Sosyal Araştırmalar Dergisi (YASAD)2 ( 1 ) , pp.31 - 48

Kilis, pek çok medeniyetin mücadelesine sahne olan bir alanda yer almakla birlikte ismi tarihi kaynaklarda pek fazla geçmemişti. 16. yüzyılda Osmanlıların doğu politikası kapsamında Anadolu’daki hâkimiyet mücadelesine katılmasıyla birlikte 1516 yılında Kilis’i idareleri altına aldılar. Başlangıçta küçük bir köy statüsünde olan Kilis, 16. yüzyılın ortalarına doğru merkezi yönetimimin izlediği iskân siyaseti sonucunda şehir kimliği kazanmıştı. Özellikle Canboladoğlu ailesinin katkılarıyla da yüzyılın sonlarına oldukça mamur bir görünüm elde etmişti. Gelişiminin göstergesi olarak önce nahiye merkezi, sonra kaza merkezi ve en nihayetind . . .e sancak merkezi bir şehir statüsüne ulaşmıştı 17. ve 18. yüzyılda da Kilis’in gelişmesi ve genişleme devam etmişti. Modernleşme çağının egemen olduğu 19. yüzyılda ise değişen dünya düzeni içerisinde önceki yüzyıllardan farklı bir Kilis şehri kendisini gösterdi. Süreç içerinde bir defa istila yaşayan şehir, 20. yüzyılın başlarına kadar kaza merkezi bir şehir statüsünü sürdürmüştü. Şehirlerin gelişim süreçleri konusunda demografik bilgiler çok önem arz etmekteydi. Dolayısıyla Kilis şehrinin inkişaf ve tekamülünü net bir şekilde ortaya koyabilme noktasında tarihi kaynakların verdiği bilgiler ışığında demografik yapısı ortaya konulmaya çalışıldı Daha fazlası Daha az

Akademisyen kullanım kılavuzuna erişmek için buraya tıklayınız
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms